954 yıl önce, 26 Ağustos 1071’de…
Malazgirt Ovası’nda dalgalanan zafer sancağı, sadece bir savaşın kazanıldığını değil; Anadolu’nun ebediyen Türk yurdu olduğunun mühürlendiğini ilan ediyordu.
Sultan Alparslan’ın beyaz kefeniyle ordusunun önüne geçtiği o gün, bir milletin kaderini değiştiren bir dönüm noktasıydı. Çünkü Malazgirt, sadece bir askeri zafer değil; Türklüğün, İslam’ın ve milletimizin yüzyıllara yayılan yürüyüşünün başlangıcıydı.
---
Milletin Ruhunu Yansıtan Zafer
“Malazgirt’te Anadolu şahlandı, Malazgirt’te Türk-İslam kanatlandı...”
Bu dizelerde anlatıldığı gibi, bu zaferle birlikte aziz milletimiz, ecdadımızın kanıyla yoğrulan topraklarda ebedî bir varoluşun temellerini attı.
O gün verilen mesaj açıktı: “Biz buradayız ve kıyamete kadar da burada olacağız.”
Malazgirt’teki kahramanlık, sadece Sultan Alparslan’ın cesaretinde değil; her bir neferin iman dolu yüreğinde vücut bulmuştu. Kimi gaza aşkıyla, kimi şehadet sevdasıyla o ovada saf tuttu. Onların açtığı kapıdan giren Türk milleti, bin yıldır bu topraklarda dimdik ayakta duruyor.
---
Bin Yıllık Miras
Malazgirt’te kazanılan zafer, bir milletin inanç, cesaret ve kararlılıkla yoğrulmuş ruhunun yansımasıdır.
Her gazinin attığı adım, her akıncının gösterdiği fedakârlık, Anadolu’nun kaderini şekillendiren taşlar olmuştur.
Ve bugün bizler, bin yıl önceki o kararlılığın mirasçıları olarak bu topraklarda özgürce varlığımızı sürdürüyoruz.
Sultan Alparslan’ın önderliğinde kazanılan bu zafer, bir milletin kaderini yazdığı andır.
Malazgirt’te Türk, sadece toprağını savunmadı; dünyaya “Biz buradayız ve ebediyen burada olacağız” mesajını verdi.
---
Geleceğe Bırakılan Miras
Malazgirt Zaferi, yalnızca bir tarihî olay değil, aynı zamanda millet olmanın, birliği korumanın ve vatan sevgisinin simgesidir.
Bugün bizlere düşen görev; geçmişimizin değerini bilmek, kahraman ecdadımızın yolundan yürümek ve bu kutlu topraklarda nice nesiller boyunca özgürce yaşamanın gururunu taşımaktır.
---
Gençliğe Sesleniş
Ey gençler!
Malazgirt Ovası’nda bin yıl önce dalgalanan zafer sancağı, sadece bir toprağın kazanıldığını değil; milletimizin ebedî varoluşunun teminatını gösteriyordu.
Bugün sizlere düşen görev, o ruhu yaşatmaktır:
Cesaret, kararlılık ve inançla yürüyerek bu vatanı korumak, bayrağımızı daha yükseğe taşımak ve ecdadımızın açtığı kapıdan gelen mirası yarınlara taşımaktır.
Her adımınızda, her gayretinizde; Alparslan’ın cesareti, gazilerin fedakârlığı ve şehitlerin kanı sizinle olacaktır.
Unutmayın: biz buradayız ve ebediyen burada olacağız.
Ruhları şâd olsun, mekânları cennet olsun;
Malazgirt’in destanı, sizlerin yüreklerinde yaşamaya devam edecektir.