Ayşe Hopal

Gören Olmaz Bu Zarımı

Ayşe Hopal

“Bendime karıştı ahım
Neydi ki bilmem günahım
Umut bahçesine tohum
Eke eke yoruldum ben.”

İlk gençlik yıllarım, kabına sığmayan, uçarı kaçarı hallerimle geçip gitti. Yirmili yaşlarla beraber sorumluluklar üst üste eklendi. Hele birde anne olmuşsanız! Artık çocuksu tavırlardan çıkıp, biraz daha olgunlaşmanız, sorumluluk almanız gerekir. Otuzlu yaşlar mı? İşte benim için dönüm noktası.. Hayatın sırrına biraz daha vakıf olduğum dönemler. Artık kendi benliğimden uzaklaşıp dünyanın da dertleriyle hem hal olup tüm bunlara kafa yorduğum demlerdeyim. Bu dünyadaki varlığımı daha çok sorguladığım, hayattaki gayelerimi daha çok netleştirdiğim yaşlar.

Bugün benim doğum günüm.

Kendimi daha iyi tanıyorum sanırım. Yazmak mesela o kadar iyi geliyor ki ruhuma. Hep yazdım aslında fakat sesimin yankı bulmasının tarifi farklı. Sınırsız hayallerim oldu. Hayalsiz bir anımı hatırlamam. Gerçekçi olmayı hiç sevemedim. En uçuk düşlerimin dahi gerçekleşeceğine dair iyi niyetlerim vardı. Biraz sabırsız olduğum doğrudur. Anlık gelişen heyecanlarımı, öfkemi saklamam imkansız. Fakat başa gelene hiç isyan etmedim. Sinirlendiğimde sesimin tonunu kontrol edemediğim ve çok kırıldığımda göz yaşlarıma engel olamadığım, bazen çocuk neşesiyle havalarda uçup hemen arkasından anlık bir duygusallıkla kanatlarından vurulmuş kuşa döndüğüm de doğrudur. Hayatım boyunca hep kitaplara sığındım. Sevincimi, hüznümü onlarla paylaştım. Bazen sürgün yeri bazen umut kapısı işte o misal.. İnsanlar mı? Kitaplardan çok daha farklı onlarla bağlantım. Güvenimin bittiği noktada en yakın dostluklarıma dahi mesafe koymasını bildim. Fakat hiç bir zaman kin tutmadım, tutamadım. Beni yoran her şeyden koşar adım uzaklaştım. İnsanların çoğundan çabuk sıkıldığım doğrudur. Gönlüme güzellik katmayacaklarını anladığım anda çoğuyla sessizce vedalaştım. Ümidimi tüketenleri ise bıçakla kesip attım, arkama dahi bakmadım. Güçlü olabilmem, Allah’a sığınışımdan. Ayakta durduysam inancımın gücünden. Bazen geçmişe dair özlemlerim oluyor. Yeri dolmayacak insanlar tanıdığımdan olsa gerek. Geri getiremeyeceğim mutlu anlarım ve hafızamdan silemeyeceğim mekanlarım var. Tüm bunların yanında hüzünlerim ve kendi kendime ağlayışlarımda var elbet. Göz yaşıma değmeyecekleri hayatımdan çıkarıp önüme bakışlarım ve pek tabi bu dünyanın gamını, tasasını ben mi çekeceğim havalarım…

Mutlu olmayı, hayal kurmayı, geleceğe umutla bakmayı tercih ettim hep. Her şeye rağmen iyi niyetle tüm herkese gülümsemeye devam ettim, durdum.

Ama bende insanım işte,

hep söylene gelen işte o vurucu cümle benide anlatıyor.

“Yaralarımı göstermiyor olmam, yaralarım olmadığı anlamına gelmez!”

 

 

Yazarın Diğer Yazıları