Disiplin Şart!

Hatırlarsınız eski Türkiye’de her yerel seçimden sonra yeni seçilen Belediye başkanı ilk olarak belediyenin borcunu açıklar ve “enkaz devraldık”diye işe başlardı.
Hem kendinden öncekileri kötülemek,hemde olur ya bir hizmet yapamazsa “belediyenin borcu çoktu bir yandan borç öderken bir yandan da ancak bu kadar hizmet yapabildik demek için seçilmiş klişe lafdı bu.
Kendini zeki sanan siyasetçilerin kullandığı alışılagelmiş şablon.
Ama Elazığ’da yıllardır böyle olmamışdı.
Elazığ geçmiş on yılda Ak Partili belediye başkanlarınca idare edilmişti.
Yanılmaz defalarca kendisine sorulmasına rağmen rakam telaffuz etmemiş,çok borç var demekle yetinmişti.
Görev süresini tamamladığında yani 5 yıl sonra ancak açıklamıştı belediyenin borcunu.
Kendinden önceki Belediye başkanı Ak Partili olduğu için mi,siyasi nezaket gereği mi,parti disiplini dolayısı ile mi bilinmez açıklamamıştı.
Ama bu durum  2019 Yerel Seçimlerinde göreve seçilen Şerifoğulları ile değişti.
Şerifoğulları’nın ilk işi belediyenin borçlarını hesaplatmak oldu.
Belediye bürokratlarına güvenmediğini ima edercesine bağımsız denetim firmalarına hesaplattırdı borçları.
Ve açıkladı.

Bir de Yanılmaz’dan kalan paraları ve arsaları da borçtan düşmedi.
Yani gelir ve gider hesabı değil sadece borçları söyledi. 
İkisini birlikte açıklasa büyü bozulacak. 
Plan tutmayacak. 
Aslında o gün verilmek istenen mesaj belliydi.
Ama es geçildi,üzerinde durulmadı.
İkinci işi Yanılmaz’ın yaptırdığı köprülü kavşağı yıktırmaya kalkmak oldu.
Yetmedi tv ekranlarından Elazığspor’a imardan rant yaratıldığını ifade etti.
Yetmedi yaşanan sel felaketinden sonra yaptığı açıklama ile Selmanoğlu ve Yanılmaz’a gönderme yaptı.
Ak Parti Belediyeciliğini sakız etti Gürsel Erol’un ağzına.
Selmanoğlu ve Yanılmaz hamleleri ile yetinmeyen Başkan bu defa partisinin eski milletvekili Tahir Öztürk hakkında zehir,zemberek bir açıklama yaptı.
Tahir Öztürk bu şehir için isteyenlerin önüne düşmüş diye başkan bey fena bozulmuş.
Vay Efendim”Elazığ Belediyesi'nin görüşü dışında atılan bu adım kabul edilebilir nitelik taşımamaktaymış.”
Eskiden karın ağrısı olanlara şeker şerbeti verirlerdi.
Devir değişti artık.
Karın ağrısı olanlar başka yollar deniyor.
Ve ilk fırsatta yere üfürüyorlar.
Başkan da bu yolu tercih etmiş.
Kime ne söylesem cesaret edip seslerini çıkaramıyorlar nasıl olsa deyip bu defada Öztürk’le olan hesabını görmüş.
Kendisini  “yüzüklerin efendisi” ve “Şehrin Ortak Aklı” olarak gördüğünden olsa gerek esip gürlüyor.
 Koltuğunu her gelene verip yanında hazırolda beklerken devlet teamüllerini de bilmiyor başkan.
Büyük,küçük,sevgi-saygı hak getire.
Siyasi nezaket Allah versin.
Parti disiplini o da neymiş ki?
Bunların tiyniyetlerinide,zihniyetlerinide çok iyi bildiğim için bu açıklamaları bana tuhaf gelmiyor.
Dediklerim tek,tek çıkarken ele kef edim ki bilemezsiniz.
Ama anlamadığım bir şey var
Ak Parti Tüzüğünün 114.4 - (Ek: 11.11.2006 günlü BKK.) maddesi “Parti yöneticileri ve üyeleri hakkında basın yoluyla incitici beyanlarda bulunmak, Partilinin “uyarma” cezası ile cezalandırılmasını gerektiren eylemlerdir.”diyen partisi niye sessiz kalıyor ?
Disiplin kuralları niye işletilmiyor?
Yoksa Personel kontenjanılarının hatrımı gözetiliyor.
Ben biliyorum da…
Neyse, başka zamana…