Engin Çakır

Bir Cenaze ve Düşündürdükleri

Engin Çakır

Geçen gün sabah bir kalktım, mahalle polis kaynıyor. Sokak başında araçlar, nöbet tutanlar… Bir an içim burkuldu: “Hayırdır, birine bir şey mi oldu?” diye düşündüm. Dayanamadım, sordum. Meğer bakan yardımcımızın annesinin cenazesi varmış; o yüzden böyle sıkı bir güvenlik önlemi alınmış. Tabii ki Allah rahmet etsin.

O an kendi kendime bir hayal kurdum… Hani bazen insanın aklına bir anlık bir düşünce gelir ya, işte öyle. Dedim ki:

“Bir ülke düşün… Siyasetçileri halkın içine karışırken yanlarında koca bir güvenlik ordusu olmuyor. Markete tek başına gidebiliyorlar, bir parkta çocuklarla sohbet edebiliyorlar, bir cenazeye geldiğinde sokakları kapattırmak zorunda kalmıyorlar…”

Bu ülkede insanlar siyaset yapmak için servet harcamıyor. Seçim propagandası için bütçeler belirlenmiyor. Çünkü ben bilinçliyim; reklam beni aldatamıyor. Çevresi çok olan değil, fikri güzel olan öne çıkıyor. Siyaset bir basamak değil, bir hizmet kapısı… Göreve gelen her siyasi, daha ilk günden biliyor ki onun gerçek işvereni halk. Ve halk “Tamam kardeşim, bu kadar yeter” dediğinde, görevini bırakıp eski hayatına dönebiliyor. Ne hırs yapıyor ne koltuğa yapışıyor.

Bakınca, aslında çok büyük bir şey istemiyorum: Adalet olsun, güven olsun, siyasetçiyle vatandaş arasında o görünmez duvar kalksın. Bir ülke düşün, sokaklarında sadece güven olsun.

Şimdi gerçek hayata dönüyorum… Bir cenaze için bile mahallenin yarısı güvenlik çemberine alınmış. Haklılık payı yok değil ama bu manzara insanı düşünmeye zorluyor: “Biz niye böyleyiz?”

İçimden geçen cevabı biliyorum: Çünkü hâlâ hayal ettiğimiz o ülkenin çok gerisindeyiz. Ama yine de umudumu kaybetmiyorum. Çünkü biliyorum ki her şey önce hayal etmekle başlar. Belki bugün sadece aklımdaki bir ütopya… Ama yarın, bizim elimizden çıkan küçük bir adımla bile gerçeğe biraz daha yaklaşabilir.

Siz söyleyin, böyle bir ülkede yaşamak fena olmazdı, değil mi?

 

Yazarın Diğer Yazıları