Tarih boyunca insanlar başına gelen her şeye bir bahane bulmuş. Hayvan öldü mü? Nazar değdi. İşler tıkandı mı? Büyü yapıldı. Evlilik çatırdadı mı? Kesin bir kağıda garip şekiller çizmişler!
Bir durun bakalım… Kağıda yazı yazıldı, birkaç söz mırıldanıldı… Sonra bardak düştü, evlilik bitti, iş battı. Peki kim dokundu? Kim itti? Kim müdahale etti? Hadi söyleyin… Hiç kimse! Eğer gerçekten oluyorsa, tek ihtimal var: Allah yaptı.
Ve şimdi asıl bomba: Merhametli, adaletli Allah; sırf birinin anlamsız karalaması yüzünden neden masum çocuğu hasta etsin, ineği öldürsün, ekmeği kursaktan alsın? Cevap: Etmez. Bu yüzden bütün bu büyü-nazar masalları baştan aşağı hurafe.
“Büyü eşlerin arasına nefret sokar.” Öyle mi? Nefret öyle havadan kalbe girmiyor. O nefret, fesatlıkla, dedikoduyla, laf taşımayla giriyor. Yani büyü falan yok, ama dedikodu var, fitne var. Onlar gerçekten fiziki müdahaledir, söylenir, ortalığa karışır, insan ilişkilerini bozar.
Peki nazar? Bir bakışla evin bereketi kaçar mı? Yine aynı mantık: Eğer gerçekten zarar varsa, Allah yapıyor demektir. Ama Allah niye kıskanç bakış yüzünden masumlara işkence etsin? Bu mudur adalet? Tabii ki hayır.
“Kötü enerji yayılır” diyenlere de bir çift sözüm var: O enerji nedense hep çocuklara, hayvanlara, yoksullara işliyor; ama en çok kıskanılan zenginlere, lüks içindekilere asla işlemiyor. Ne tesadüf değil mi? Çünkü enerji falan yok. Sadece masal var.
Ve gelelim meşhur iddiaya: “Göz enerji yayar, karşıdaki bundan etkilenir.” Hadi canım sen de! Göz dediğin ışığı toplar, dışarı ışın fırlatmaz. Yoksa hepimiz gizli gizli Superman miyiz? Lazer bakışlı mutant mıyız? İnsan gözünden enerji çıkmaz, ama bakışın psikolojik etkisi vardır. Yani işleyen şey “enerji” değil, karşıdakinin kafasındaki kuruntudur.
Sonuç? Çok net: Fiziksel müdahale yoksa, akılla ve adaletle çelişiyorsa, bu tamamen hurafe. Allah insanların bakışına, kağıdına göre masumları cezalandıran bir “otomatik ceza makinesi” değildir. Buna inananlar hem kendilerini kandırır, hem de Allah’a iftira atar.
“Şimdi derler ki: ‘Haşa, Allah yapmaz, görünmez güçler yapar.’ Peki kendi ağzınla ‘görünmez’ diyorsun… Görünmeyeni nasıl gördün? Yoksa o ‘görünmez güç’ dediğin bizzat sen misin?”
