Engin Çakır

'Neden' Demekten Korkutulan Bir Toplum: Sorgulamanın Susturuluşu

Engin Çakır

Türk toplumu, tarihsel süreçte birçok konuda olduğu gibi sorgulama refleksinden de bilinçli bir şekilde uzaklaştırıldı. Bu durumun en temel göstergelerinden biri, dilimizde var olan ama toplumca en az kullanılan kelimelerden biri olan “neden” kelimesidir. Oysa “neden” demek, düşünmenin, anlamanın ve ilerlemenin temelidir. Ancak bu kelime, yıllar boyunca çeşitli araçlarla toplumun bilinçaltından silinmeye çalışıldı.

Çocuklukta başlar bu baskı. Bir çocuk, merak ettiği bir şeyi sorduğunda, özellikle “Bu neden böyle?” dediğinde çoğu zaman net bir cevap alamaz. Aksine, “Sen daha küçüksün, anlamazsın”, “Büyüyünce öğrenirsin”, “Sorgulama!” gibi sözlerle susturulur. Çocuğun zihninde sorgulamanın tehlikeli, yanlış ya da saygısızlık olduğu kodlanır. Oysa bu ilk sorular, zihinsel gelişimin temeli ve düşünsel özgürlüğün filizidir. Susturulan her “neden”, ileride boy verecek bir düşünce ağacının kökünden kesilmesidir.

Bu baskı sadece aile içinde kalmaz, toplumun her katmanında karşılık bulur. Din üzerinden korkutmak ise en etkili silahlardan biri olmuştur. Bir kişi, dini bir konuda “neden?” diye sorduğunda, çoğunlukla “Senin aklın yetmez”, “Allah’ın işine karışılmaz”, “Sorgulama, imanın gider” gibi tehditvari cevaplarla susturulur. Oysa inanç, sorgulamayla zayıflamaz; aksine, gerçek anlamına ancak sorgulayarak ulaşılabilir. Ama bu sorgulamanın önü bilinçli bir şekilde kesilmiştir. Çünkü sorgulayan insan, yönetilmesi en zor insandır.

Bu kültürel suskunluk, zamanla yerleşik bir düzenin, kör bir itaatin temelini oluşturmuştur. Sorgulamayan birey, neyin doğru neyin yanlış olduğunu dışardan gelen telkinlerle belirler. Kendi aklını kullanmadan, “büyüklerin dediği” ya da “gelenek böyle” diye her şeyi kabul eder. Bu da iktidarların, otoritelerin, çıkar gruplarının işine gelir. Zira düşünmeyen toplumlar kolay yönlendirilir, kolay inanır ve kolay unutur. Onlara ne anlatırsanız “doğru budur” dersiniz, inanırlar.

“Neden?” demeyi unutan bir toplum, kendisine anlatılan masallarla yaşamaya mahkûmdur. Gerçekle yüzleşmekten korkar. Korkutulmuştur çünkü. Oysa gelişmiş toplumlar, “neden?” sorusunun peşinden giderek bugünkü bilimsel, kültürel ve ahlaki seviyelere ulaştılar. Bizde ise bu kelime adeta yasaklı bir düşünce hâline getirildi.

Artık bu zincirin kırılması gerekiyor. Çocuklarımıza “neden?” demeyi öğretmeli, onlara cevap vermeyi görev bilmeliyiz. Din, siyaset, aile, eğitim… Her alanda düşünmeyi teşvik etmeli, sorgulayan bireylerin sayısını artırmalıyız. Çünkü bir toplum, “neden?” diye sormaya başladığı gün gerçekten uyanmış demektir.

Yazarın Diğer Yazıları