Engin Çakır

Omuzumda Kim Var?

Engin Çakır

 Bilim ve Üç Harfliler

Görmek... Hayatın belki de en temel duyusal eylemlerinden biri. Gözlerimizi açar, etrafımıza bakar ve “gerçek” dediğimiz dünyayı algılarız. Ancak bilim bize gösteriyor ki, görme dediğimiz şey yalnızca gözle ilgili değil. Aslında bu eylemin asıl merkezi beyindir. Göz sadece ışığı toplar. Işık, retinada sinyallere dönüşür ve bu sinyaller, optik sinir aracılığıyla beynin görme merkezi olan oksipital loba iletilir. Görme tam da burada başlar: Beyin, gelen sinyalleri yorumlar, geçmiş deneyimlerle birleştirir ve bir “görüntü” oluşturur.

Yani göz “görmez”; beyin “görür”.

Peki şimdi şu soruyu kendimize soralım: Gözümüze gelen bu ışıkları tamamen engelleyen bir teknolojiye sahip olursak ne olur?

Biraz derin düşünelim… 

“Üç harflilerin” görünmez olduğunu söyleriz. Ateşten, yani enerjiden yaratıldıklarını; her an etrafımızda olduklarını ama onları göremediğimizi...

Peki, bu görünmezlik bir mucize mi, yoksa ileri bir teknoloji mi?

Bilimsel olarak bir şeyi görebilmemiz için, o varlıktan yansıyan ışığın gözümüze ulaşması gerekir. Eğer bir varlık ışığı yansıtmazsa veya ışığı farklı bir yöne kırarsa, görünmez olur. Tıpkı bazı yeni teknolojilerin, özel malzemelerle cisimleri “göz önünde yok etmesi” gibi... Görünmezlik pelerinleri, aktif ışık kırıcılar, optik kamuflajlar…

Bir an için varsayalım ki üç harfliler gerçekten varsa ve görünmezlikleri doğaüstü bir özellik değil de ışığı mutlak şekilde kontrol eden bir teknolojik yetenek sayesinde oluyorsa?

Evet, kulağa bir parça bilim kurgu gibi geliyor. Ama unutmayalım: “Yeterince gelişmiş bir teknoloji, sihirden ayırt edilemez.” der, Arthur C. Clarke…

İnsanoğlu tarih boyunca açıklayamadığı şeylere ya ilahi ya da şeytani anlamlar yükledi. Bulutlardaki artı ve eksi kutupların varlığından habersiz toplumlar, şimşek çaktığında “Tanrı bize kızdı” deyip ona hediyeler sundular. Belki de bir gün, görünmezlik teknolojisi sıradanlaştığında, üç harfli varlıkları açıklamak için bambaşka kavramlar kullanacağız. 

Ama o güne kadar şu soru hep eğlenceli kalacak:

Belki de cinler, sadece bizden çok daha iyi bir görünmezlik sistemi kullanıyorlardır?

Ve eğer öyleyse… Kim bilir, belki şu an bile bu satırları omzunun üstünden bir tanesi okuyordur da sadece senin haberin yoktur.

Şimdi “Bu adam deli.” dediğinizi duyar gibiyim. Fakat sorun yok. Yaptığım sadece bir beyin jimnastiği.

Ya sizce?

Görünmezlik, doğaüstü bir şey mi; yoksa yalnızca henüz anlamadığımız bir bilim mi?

Yazarın Diğer Yazıları