Etem Yalın

Akasya Çiçeği…

Etem Yalın

Sevgili dostum İhsan abinin (Tarakçı) “Akasya Çiçeği” adlı romanını yeni okumak nasip oldu. Öncelikle şunu ifade etmeliyim ki bu yazı bir roman eleştirisi değildir… Romanın yayınlandığını yerel haberlerde görmüştüm. Hatta Muhammed’in (Şağbanşua) masasında bir kaz kez gördüm. Ama göz ucuyla da olsa şöyle bir bakmak falan içimden gelmedi.

Kötü kitaba ister roman ister şiir ister araştırma veya biyografi ne olursa olun tahammülüm pek yok. Sevmediğim bir yemeği zorla yemek durumunda kalmış olmak gibi bir durum benim için… Bu nedenle maalesef peşin hükümlü olarak yaklaştım… 

Ancak bir süre önce İhsan abinin sosyal medya üzerinden yaptığı bir paylaşımı dikkatlice iki kez okudum. Paylaşımın dip notuna Akasya Çiçeği romanı sayfa 19 notu düşmüştü…

Yerel bir yazardan böyle bir ustalık beni çok şaşırtmıştı… Muhammed’ten kitabı aldım… Peşin hükmün verdiği mahcubiyetle romanı kısa bir sürede bitirdim… 

Yaşar Kemal’in bir güvercin sürüsünün başınızdan uçup gitmesini bir sayfada anlatırken ortaya koyduğu ustalık, çevre tanımlaması ile sizi oraya götürmesi veya alacakaranlıkta yürek tetikte endişesi Akasya Çiçeği’nin her sayfasında var…

Romanın anlatım dili ve sadeliği, benzetmeler, tanımlamalar, gözlemler, tahliller, edebi, felsefi, dini ve sosyal analizler bir şiir ahengi içerisinde…

Romanın ilk 25-30 sayfasında en az 10 karakter karşınıza çıkıyor… Her karakterin analizi öyle bir profesyonel anlatılmış ki her birini yakınen tanıyor gibi oluyorsunuz… 

Romanın konusu 1970’li yılların başında Nail bey mahallesinde şekilleniyor… Ancak mekan sadece Nailbey ile sınırlı kalmayıp hem o dönemki Elazığ’ı caddeleri, sokakları ve tarihi mekanları ve binalarıyla gözlerinizin önüne getiriyor hem de ülkenin ve dünyanın da dönemsel ruhunu hissettiriyor…

Romanda yer alan karakterlerin bir kısmını zaten gerçek isimleriyle her Elazığlı gibi biliyoruz. Kemal Turan, İsmet Turan, Mutemed Yazıcı, Gönül Talu ve Cemil gibi…

Kahramanların da bir kısmını isimleri başka olsa da yakınen tanıyor hissine kapılıyorsunuz. 

Roman 1970’li yılların başlarında Nail bey mahallesinde ki komşuluk ilişkileri, esnafın birbirleriyle olan münasebetleri, esnafın mahalle halkıyla olan ilişkileri, kadınların ev gezmeleri, çocukların sokak oyunları, gençlerin arkadaşlıkları, mezhep baskıları, sosyal hayatın akışı, yazlık sinema, radyonun hayatın içindeki yeri,  vb. sosyal, kültürel ve içtimai hayata dair muazzam bir filim seti gibi…

Turan Gazetesi’nde haftalık yapılan çay sohbetleri ile, din ve felsefe çatışmaları veya etkileşimleri…

Hikmet ve Handan arasındaki aşk etrafında cereyan eden akışta en az 20 karakter üzerinde şekillenen ve her hayatın kendi hikayesine şahitlik ettiğiniz hüzün ve nostaljinin ruhunuzdaki yolculuğu…

Kitap bu şehre hiç gelmemiş ve Elazığlı olmayan bir okurun 1970’li yıllardaki Elazığ ve Elazığlı hakkında fikir sahibi olmasına imkan sağlayan belgesel tadında…

Hakikaten okumayan varsa ısrarla öneriyorum… Pişman olunmayacak ve iyi ki okumuşum diyebileceğiniz tam manasıyla üstat bir eser… 

İhsan abi ellerine sağlık. Bu eser merhum İshak Sunguroğlu’nun “Harput Yollarında” eseri kadar yüzyıllar boyunca bu şehrin sosyal ve kültürel hayatının belgeseli ve başvuru kaynağı olacaktır…

Yazarın Diğer Yazıları