Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek geçtiğimiz hafta iş dünyası ile yapılan toplantı sonrasında itiraf formunda mevcut durumu özetleyen bir dizi değerlendirmelerde bulundu.
Özetle ne dediğine bakarsak:
-Bu ay çok zor geçecek. Çünkü hazinenin yüklü ödemeleri var.
-Türkiye’ye yabancı sermaye akışı olacak ama bu zaman alacak. Körfez sermayesi geliyor ama Avrupa ülkeleri bizim ne yapacağımızı biraz daha gözlemlemek istiyor. Güven yaratmak gerekiyor.
-Depremin maliyeti, tahmin ettiğimizden daha fazla. 100 milyar dolardan fazla maliyet çıkıyor. Mevcut ekonomik tabloda bunu karşılamamız mümkün değil.
-Vergi artışlarını mecbur kalıp getirdik. Bunu yapmak zorundaydık. Şu anda yeni bir vergi düşünülmüyor.
-Ekonomideki olumlu gelişmeleri 2026’dan itibaren göreceğiz.
-Enflasyon yılbaşına kadar artacak. Yılbaşında yüzde 60’larla pik noktayı görmeyi bekliyoruz. Sonrasında düşüş eğilimine girecek.
Zaten Sayın Şimşek Bakanlığı devraldığı gün reel ekonomik politikalara dönmekten başka çare olmadığını da söylemişti.
Ülkeyi 20 yıldır tek başına yöneten iktidarın karnesinin özeti budur. Notu veren ben değilim. İyi bir ekonomist olarak dünya literatüründe kabul gören Sayın Şimşek.
Ama Ak Parti enteresan bir bel kıvraklığı ile devralınan bu enkazın asla kendi yönetimleriyle ilgisi olmadığını söylemleriyle ima ediyor. Mesela her seçim öncesi “Verin yetkiyi bu kardeşinize bakın görün, Türkiye bugünden çok daha iyi yerlere gelecek” Geride bırakılan 16 seçim öncesi bu müjdeyi mutlaka alıyoruz. Bunu 31 Mart 2024 seçimleri için de şimdiden söylüyorlar. Haa bi de keşifler var…
Oysa, 2011 beyannamesinde 2023 yani Cumhuriyetin 100’üncü yıl dönümünde kişi başı milli gelirimiz 25 bin Dolar olacaktı. Dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olarak sahneye çıkacaktır. Tabi hayaller Paris ama… Gerçeklere dönersek: Dünyada para birimi son iki yılda en hızlı değer kaybeden ülkeyiz. Ekonomisi iflas etmiş Arjantin’e rağmen. Kişi başı milli gelirimiz (TÜİK hesaplamasıyla) 9 bin 500 Dolar. Elinde mızrak kıçında yaprak kabile ülkelerinin para birimleri yükselirken Almanya’nın kıskandığı Türkiye bu.
Sayın Şimşek ciddi bi ekonomist olarak durumu reel olarak ortaya koymuş. Temmuz ayında bir de kamuya tasarruf genelgesi gönderdi. Bu genelgenin kendisinin bir israf olup olmadığını zaman gösterecek anacak bugün itibarı ile kamuda bi tasarruf olduğunu vatandaş olarak görmüyoruz.
Hele şu makam aracı saltanatı bi bitsin. Buradan bi başlansın en azından. Alışkanlıkları terk etmek elbette kolay değil ama en azından alt üst sınır şartı olmaksızın şeffaf ihale dönemi bi başlasın hele.
En azından 2024 sonrası Ak Parti AKP’den enkaz devralmasın.
