Etem Yalın

Elazığ ekonomik gelişimi ve doktrin!…

Etem Yalın

İşin doğrusu ekonomist değilim. İktisatçı da… Ama tam 30 yıl ekonomi ve ticaretin doğrudan merkezinde yer alan Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası’nın Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü görevi vesilesiyle bu süreçte Elazığ başta olmak üzere Ülke genelinde ve bir çok ülkede farklı mecralarda gerçekleştirilen onlarca programa, çalıştaya, seminere, panele, kurultaya, toplantıya vs. katılım sağlamış ve kurum adına bu organizasyonlarda görev almış biriyim. Ve yine bu süreçte 5 ayrı Elazığ Ekonomik Raporu, onlarca sektör raporu ve Elazığ TSO web sitesinde dijital formatta ilgilisinin ulaşımına sunulmuş olan tam 98 yayının editörlüğüne imza atmış biri olarak bu yazıyı yazıyorum.

Hemen tırnak içinde belirteyim, bu üst paragrafı yazmamın temel nedeni bazı angutların “Etem Yalın kim oluyor da ekonomi üzerine konuşabiliyor” değerlendirmesi üzerine bir zaruret olarak yazılmıştır.

Şimdi asıl meselemize geçebiliriz…

-1995-1999 kısa adı DAP olan Doğu Anadolu Projesi

-2001 ELAZIĞ 1.Ekonomi Kurultayı

-2009 Kısa adı İKV olan İktisadi Kalkınma Vakfının Elazığ İlinin Gelişim Raporu

-2012 Elazığ Rekabetçilik Analizi

-2014 Elazığ 1.Kalkınma Kurultayı

-2016 Elazığ Kümeleme Çalışmaları

-2020 Elazığ TSO Stratejik Vizyon Raporu (Elazığ İçin Kırmızı Kitap)

Yaklaşık olarak son 25-30 yıllık süreçte onlarca akademisyen, uzman kişi, uzman kurumlar, konusunda uzman profesyoneller ve sektör temsilcilerinin katılımı ile Elazığ bu çalışmaları tamamlamış ve her çalışmanın sonuç bildirgesi veya raporunu paylaşmıştır.

Tüm bu çalışmaların temel hedefi nedir derseniz… Şehrin tüm kaynaklarını efektif kullanarak kalkınma ve gelişmeyi sağlayarak gelecek 50 ve 100 yılları kurtarmaktır. Türkiye’de 81 il içerisinde böyle bir vizyon ortaya koyan çok az şehir vardır.

Yukarıda ifade ettiğim 7 devasa çalışmanın ilimizin bugünkü gelişimine elbette çok önemli katkıları olmuştur… Hatta bundan sonra yapılacak her çalışmanın da altlığını oluşturabilecek niteliktedir.

Ancak atılan taşın ürkütülen kurbağaya değip değmediği tartışılır…

Benim tespitim tüm bu çalışmaların çıktılarından şehrimiz yüzde 5 ile 10 arasında istifade edebilme yeteneği göstermiştir.

Yani bu çalışmaların tüm çıktılarının yüzde 90’ı maalesef sadece rapor boyutu ile kalmıştır.

Peki niçin böyle olmuştur?

Şehrin bir doktrininin bulunmayışı temel nedendir?

Doktrin nedir?

Kısaca değişmeyen kurallar ve hedefler manzumesinin bütünü. 

Klasiktir… “Devlette devamlılık esastır” sözü aslında uygulanmayan ve sözde kalan nostaljiden ibarettir.

Peki ilin karar alıcıları bugün için ortak bir mutabakatta birleşse ve şehrin bir doktrinini hazırlasa uygulanabilirliği olur mu? Pek sanmıyorum… Çünkü mülki idarenin, yerel yönetimlerin, ilgili STK’larda ve TBMM’de temsilde yaşanacak değişimle ortada doktrin moktrin kalmaz… Yakın tarihte örneği var çünkü… 

Peki çözüm nedir?

TBMM’de her ilin kendi 5 yıllık kalkınma planını hazırlayarak bu plan doğrultusunda tüm kamu yatırımlarının organize edileceğinin yasal hale getirilmesi… 

Bu yapılırsa nolur?

2035 yılında sulama projeleri konuşulmaz.

2040 yılında ilin merkez mahallelerinin hala dönüştürülemediğinden kimse yakınmaz.

Ne Pertek köprüsü konuşulur, ne çimento fabrikasının kaldırılması…

Peki gerekli mi?

Devletin ilgili resmi kurumu tarafından açıklanan SEGE’ye (Sosyal Gelişmişlik Endeksi) bakılmalı… 2020 öncesi Elazığ 81 il içerisinde kaçıncı sırada 2024 yılındaki tabloda nerede?

Daha; işsizlik, Teşvikli yatırım sayıları, kapanan ve açılan işyeri sayıları, tarım gelirleri, karşılıksız çek ve senet sayıları, kredi geri ödemeleri, Yeşil Kartlı Sayısı, üniversite kazanma başarısı falan girmiyorum. 

Sadece SEGE sonuçlarını paylaşayım: 2020 yılında 42. sırada iken, 2024 yılında 71. Sıraya gerilemiş bir ilde yaşıyoruz. İyi mi?

Yani yoksulluk sıkalasındaki yerimiz sondan 10’cu…

Dolayısı ile günü kurtaran geleceği karartan aksiyonlar yerine bence çok ivedi bir şekilde Elazığ’ın geleceği İçin bir Kriz Masası kurulmalı ve önce şehrin objektif ve resmi rakamlar baz alınarak bir röntgeni çekilmelidir.

Röntgen sonuçlarına göre bir hastalık var mı yok mu, varsa kaçıncı evre, tedavi için halk hekimi mi yoksa bilimsel tıp mı karar verilmeli…

Görmedim, duymadım ve susuyorum metodu kaderine terk edilmedir.

4 bin yıllık tarihi Harput’un bizlere emaneti bu Aziz Şehir makam ve koltuktan çok daha değerlidir… 

Son olarak bi hakkı teslim ederek yazıyı sonlandırıyorum.

MHP Elazığ Milletvekili Sayın Semih Işıkver, yukarıda karamsar bir tablo olarak ortaya koymuş olduğum Elazığ fotoğrafının değişimi için kararlı ve istikrarlı bir mücadele içinde. 2023 yılı Mayıs ayı öncesinde 23 madde olarak tüm toplumla paylaştığı ve “Halk Sözleşmesi” olarak ilan ettiği rapor bugün Elazığ’ın en fazla ihtiyacı olan duruştur. Sayın Işıkver’in 23 madde şeklinde paylaşmış olduğu rapordaki her bir başlık şehrimizin bugünü ve geleceğiyle doğrudan ilişkilidir… Bataklığı kurutma vizyonu içeren bu bakış açısı keşke son 25 yıllık süreçte bu şehrin doktrini olsa idi…

 

Yazarın Diğer Yazıları