Siyaset konuşmaktan ve yazmaktan yorulduk. Hayat pahalılığı ve ekonomi hayatımızın bir gerçeği olsa da bizleri yordu. Pandemi, depremler, etrafımızdaki yıkıntılar ve çözümsüzlüklerden yorulduk. “Ne olacak bu memleketin hali?” sorusundan usandık. Ne tadımız ne tuzumuz kaldı…
Alışkanlıklarımız bu ağır yüklerin altında lüks oldu… En son Enver Demirbağ’ı ne zaman dinlediğimi düşünüyorum çok olmuş ki hatırlamadım… Müzeyyen Senar klasiklerini neredeyse unuttuk… Allah’tan Fenerbahçe bu sene keyif veriyor sığındığım liman oldu…
Tüm bunlar aslında 26’ıncı Hazar Şiir Akşamlarının sosyal medya üzerinde paylaşılan afişini görünce aklıma geldi… Afişi hazırlayanların ellerine sağlık. Unutmuş olduğum toprak kokusu tadını verdi…
6/7/8 Ekim tarihlerinde 26’ıncısı düzenlenecek olan Hazar Şiir Akşamları gururumuz Esat Kabaklı konseriyle başlayacak… Nasipse Atatürk Kültür Merkezinde olacağız…
Hazar Şiir Akşamlarının 1992 yılında yapılan ilk organizasyonuna genç ve şiir yazma heveslisi bir sanat sever olarak katılmıştım. Sonraki yıllarda bir çok kez Tertip Komitesinde yer aldım. Şehrimizin kültür hayatına devlet kurumlarından daha çok katkı sağlamış olan Manas Yayıncılık kurucusu kıymetli abim Şener Bulut bu büyük organizasyonun fikir babasıdır. Neredeyse ömrünün bir dönemini bu işe vakfeden Şener Abi kendi öz evladı hassasiyeti ile Hazar Şiir Akşamlarını büyüttü. Bugün Türk Dünyasının en büyük kültür ve sanat buluşması olarak kabul gören Hazar Şiir Akşamlarının misyonu sanıyorum Şener Bulut’un rüyasının hayat bulmuş hali oldu…
1990’lı yılların başından bugüne zaman zaman ülkenin içinde bulunduğu zor dönemler, darbe girişimleri, pandemi, depremler gibi şartlar gereğince organizasyon ertelendi. Ama 25 organizasyon gerçekleştirildi. Türk Dünyasından çok önemli isimler Elazığ’dan geldi geçti… İsa Yusuf Alptekin, Ahmet Kabaklı, Cengiz Aytmatov, Şeref Tan, Bekir Sıktı Erdoğan, Avni Anıl, Bahattin Karakoç, Cemal Saf, Dilaver Cebeci, Ali Akbaş, Mehmet Çınarlı, Servet Kabaklı, Şahmar Ekberzade, Nebi Hazri, Bahtiyar Vahapzade ve daha niceleri…
30 yılı aşmış bir organizasyon tecrübesiyle yapılan Hazar Şiir Akşamları artık farklı şekillerde ete kemiğe bürünmeli diye düşünüyorum. Basın Müzesinde Hazar Şiir Akşamının 26 organizasyonunun ayrı ayrı afişleri, gazete haberleri, kitapçıkları, katılım sağlayan sanatçılar, okunan şiirler, etkinlikler vb. her bir detayının yer aldığı ve ham araştırmacıların işine yarayacak hem de gelecek nesillere aktarılacak bir bölüm oluşturulmalıdır. Yine Hazar Şiir Akşamları için Hazar Gölü kıyısında organizasyona ev sahipliği yapacak en az 1000 kişilik salonu olan bir merkez inşa edilmelidir. Bu merkez yılın her döneminde farklı kültürel etkinlikler için de değerlendirilebilecektir.
Hazar Şiir Akşamlarının üstlenmiş olduğu misyon gereğince Türk Dünyası için kültürel bir yol haritası oluşturabilecek bir süreçte başlatılmalıdır. Bu organizasyona ev sahipliği yapması hasebiyle “Kültür Başkenti” olarak adlandırılan Elazığ’da Hazar Şiir Akşamlarının ev sahibi olduğunu gösteren bir park, sanat galerisi, anıt, gibi bir görsel veya mekan ihtiyacı da gözden kaçırılmamalıdır.
Hazar Şiir Akşamlarını 23 Nisan kutlamalarında öğrencilerin üç beş şiir okuyup dağıldığı bir bakış açısı ile değerlendirirseniz bu organizasyonun ruhunu idrak edemezsiniz. Hazar Şiir Akşamlarının öncelikle Türk Dünyasının Kültür Buluşma platformu olarak görüp buna göre adım atmanız gerekir.
Organizasyona ideolojik yaklaşırsanız sonuç alamazsınız. Organizasyona kişisel bakarsanız yine sonuçsuz kalır. Çünkü olay artık Şener Bulut’tan çıkmış ve artık Devletimizin bir organizasyonuna dönüşmüştür. O halde devletimize yakışır şekilde yapalım.
2024 Hazar Şiir Akşamları konsepti, hazırlıkları, muhtevası, hedefleri için şimdiden kolları sıvayalım. Çünkü, Cumhur İttifakı ruhu bu büyük organizasyona heyecanla destek verecektir. Türkiye önderliğinde ‘Türk Keneşi” veya “Türk Devletleri Teşkilatı” kapsamında her bir alanda atılan adımları görüyor ve gururlanıyoruz. Biz Elazığ olarak bu büyük organizasyonu nereye taşıyacağımıza karar verelim. Gerisi kolay…