Etem Yalın

SALÇALI KÖFTE FESTİVALİ!

Etem Yalın

Elazığ Lokantacılar ve Tatlıcılar Esnaf Odası Başkanı kıymetli dostum Zülfü Tarhan, bu yıl 29 Eylül tarihinde Elazığ Salçalı Köfte Festivali’nin 5’incisini düzenlemek için çalışmalara başlandığını kamuoyu ile paylaştı. Başkan düzenlenen festivalle Elazığ’ın hem adını hem de lezzetini tüm dünyaya duyurmayı hedeflediklerini belirtti.

Yani heveslerini kırmak istemiyorum ama 4 yıldır aksatılmada düzenlenen bu etkinliğin ölçülebilir etkisi nedir? Kaç ilde Elazığ Salçalı Köfte işletmesi açıldı? Köfte yemek için Elazığ’a gelen bir Gastronomi heyeti mi oldu? Köftemiz ulusal veya uluslararası bir yarışmada derece mi aldı? Yoksa Masterchef all star yarışmasında birincilik ödülü için mi sahnelendi? Nedir yani?

Elazığ salçalı köftesi Ramiz Köfte mi oldu? Sivas köfte mi? Akçaabat köfte mi? Tekirdağ köfte mi? Uzatmaya gerek yok. Türk mutfağında tam 300 çeşit köfte var. Bunların bir çoğu Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından Coğrafi Tescilli. Bizimki yok…

Sayın Tarhan Başkanın iyi niyetinden zerre şüphe yok… Ama Salçalı Köfte Festivali’nin Türkiye’nin en zengin ikinci mutfağı olan Elazığ’a bir değer kattığı falan yok. Tanıtım içinde bir etkisi yok. Çünkü, yerel kanallarımız konuyu 1 dakikada özetliyor, festival günü de garip gureba başta olmak üzere sınırlı sayıdaki vatandaşımız beleş köfte yiyor. Ha iyilik anlamında güzel. Ama şehrin gastronomi kültürüne değer katma ve tanıtım hedefinden hele yurt dışı çok uzak.

Acizane önerim şudur:

Belediye öncülüğünde, STK’lar ve kurumlarımızın tam desteği ile TV 8’de ilgiyle izlenen Masterchef all star yarışmasının bir bölümünü Harput Sarahatun meydanında gerçekleşmesine öncülük edin. Şehrin gastronomi zenginliği ve şehrin tanıtımı için en etkili aksiyon bu olacaktır.

Bu organizasyonda yarışılan yemeklerden biri Elazığ Salçalı Köfte olabilir. Ama bence Elazığ mutfağında böyle bir yemek kültürü yok. Yaşı benim gibi 50’nin üzerinde olanlar bilir ki köfte kültürü bizde Köfteci Amca’yla başladı. Dolayısı ile mazisi en fazla 40 yıl geriye gider. Oysa tescilini bizzat yaptığım ELAZIĞ ATAOĞUZ YEMEKLERİ taa Orta Asya Türk Kültürüne uzanıyor.

Ayrıca köfteyi markalaştırmak şehrin sorumluluğunda da değil. Kaldı ki, Harput Dibek Kahve’yi şehir değil işletmenin bizzati kendisi marka değeri haline getirdi. Gagkoma Bi Gazaz da yine aynı yolda…

Böyle bir etkinliğe imza atın. İki üç gün sürsün. Türkiye’nin gastronomi alanındaki önemli akademisyenleriyle bir çalıştayı organize edin. Elazığ’ın Türk mutfak kültüründeki yeri bi sorgulansın. Türk Marka ve Patent Kurumu’nu getirin şehirde bölgesel bir Coğrafi Ürünler çalıştayını da etkinliğe katın. 20’den fazla ürünümüz tescilli ve tescil sürcinde çünkü… Ataoğuz Yemekleri adı altında süreci başlatılan 23 yöresel lezzetimizin coğrafi tescillerini tamamlayın. Bu yemeklerin sunumunun yapılabileceği başta tarihi Harput olmak üzere il merkezinde mekanlar organize edin. Gaziantep bunların hepsini yaptı yapmaya da devam ediyor. Adamlar konuyla ilgili yaşayan bir de müze hayata geçirdi… İşte bu nedenle Gaziantep bir gastronomi turizm merkezidir. Birkaç programına denk geldim. Masterchef all star yarışmasına boy boy Gaziantepli şefler katılarak yöresel lezzet tarifleriyle şehrin tanıtımına ve turizmine değer katıyor.

Ben kaçırdım mı bilmiyorum Elazığ’dan herhangi bir köfteci böyle bi programın konuğu oldu mu?

Kıymetli dostum ve değerli Başkanım Zülfü Tarhan’ın şevkini ve heyecanını asla kırmak gibi bir niyetim yok. Tek derdim attığımız taşın ürküttüğü kurbağaya değip değmemesiyle ilgili…

Şehirde bir heyecan yaratsın, insanlarımız bir günlüğüne mutlu olsun hedefi konulacak ise hiç sorun değil. Ama gastronomi turizmi, mutfağımızın Türkiye ve dünyaya açılması, şehrin tanıtımı gibi hedefler bu vizyon ile ütopik kalıyor.

Netice itibarı ile, niyetimiz “Köftehorluk” yapmak değil… Enerjinin şehir adına doğru kullanılmasıdır.

Yazarın Diğer Yazıları