Etem Yalın

Sosyal Konut ve Sosyal Devlet

Etem Yalın

2012 yılıydı. Fırat Kalkınma Ajansı Uzmanları ve bölgedeki diğer kalkınma ajansı uzmanlarının katılımı ile bir Avrupa Birliği Projesi kapsamında Almanya’ya gitmiştik. Çok sayıda toplantı ve ziyaret programlarının ardından bölgesel kalkınma ve sosyal sorumluluk alanlarıyla ilgili de yerinde inceleme imkanı bulduğumuz özel alanlar olmuştu.

Bunlardan en etlendiğim ziyaret 1521 yılında dünyanın en eski sosyal konut projesi olarak yapılan ve halen aynı amaç ve kurallar ile hizmet veren Bavyera eyaletinin Augsburg kentinde bulunan Fuggerei sosyal konut alanıydı.

İki katlı taş evlerin bulunduğu birkaç sokaktan oluşan bir mahalle gibi planlanmış her sokaktaki tüm evlerin dış kapılarının ortasında çeşmesi ve toplanma alanı bulunan bir meydana açıldığı son derece sade ve nostaljik bir yaşam alanı.

1521'de Jakob Fugger tarafından yapılan konutlar Augsburg kentinde en dar gelirli vatandaşlara neredeyse ücretsize yakın bir fiyatlandırma ile kiralanıyor.

Burayı ziyaret ederken hem tarihi hem de sunmuş olduğu hizmet hepimizi etkilemişti. 

Bir süre önce bizde de bir sosyal konut projesi çağrısı yapıldı. Türkiye genelinde 500 bin sosyal konut projesi olarak tanıtılan ve gerçekten çok büyük bir ilgi gören projeye ilk hafta itibarı ile 4 milyona yakın rekor bir başvuru oldu. Başvurular için kısıt konmasına rağmen bu sayıya ulaşıldı.

Bunun başlıca nedenine bakalım. İçinde bulunduğumuz 2025 yılında konut edinmenin en zor olduğu ülke sıralaması şöyle: Nepal, Çin, Hindistan ve Türkiye… Yani dünyada konut sahibi olabilmenin en zor olduğu dördüncü ülkeyiz... İşte bu nedenle 500 bin sosyal konut projesine rekor başvuru oldu. 

Sabit gelirliler için mevcut banka faiz oranları ile artık ev sahibi olmak hayal oldu. Özellikle son 4/5 yılda döviz ve altındaki yükseliş ve TL’nin değer kaybı ile birlikte ev kiraları da astronomik rakamlara ulaştı. Bu süreç özellikle büyük kentlerde memur statüsünde çalışan çok sayıda kamu görevlisini Anadolu kentlerine tayin için zorlar oldu. Bugün büyük kentlerde görevli kamu çalışanlarına yönelik bir anket yapılsa yüzde 80 oranında Anadolu illerine tayin talebi gelecektir. Bu şaşırtıcı bir sonuç değil elbette. Maaş ve kira arasındaki makas daralmış ve kamu görevlileri artık büyük kentlerden kaçmanın yollarına bakmaktadır. Önümüzdeki süreçte siyaset kurumunu en fazla zorlayacak olan talep şüphesiz ki büyük kentlerden küçük Anadolu illerine tayip talepleri olacaktır. Bu durum devlet bürokrasisi için de ciddi bir tehdittir. 

Öncelikli olarak Aralık sonu gibi netleşecek olan 500 bin konut başvurusunda iller bazında yapılan başvuru esas alınarak buna göre yeni bir planlamaya gitmek olmalıdır. Çünkü 500 bin konut az olmamasına rağmen yaraşa merhem gibi durmuyor.

İkinci olarak 500 bin sosyal konutun en küçüğü olan yaklaşık 55 m2 olan bir ev için aylık ödeme bu yıl için yuvarlak rakam 8500 TL olarak belirlenmiştir. Oysa bu ücreti ödeyemeyecek durumda olan ve hane halkı geliri sıfır (0) gözüken ve tüm ihtiyaçları Sosyal Yardımlaşma Vakfı üzerinden karşılanan aileler ne olacak? Hani halkı geliri sıfır olan aileler başta olmak üzere hane halkı geliri asgari ücretin altında kalan aileler için kiralama modeliyle sosyal konut yapılmalıdır. Bu konutlarda ikamet edecek aileler Sosyal Yardımlaşma Vakfı kayıtları üzerinden tespit edilerek çok cüzi bi ücret karşılığında kiralanmalıdır. 

Barınma sorun temel bir ihtiyaç ve her bir vatandaşın hakkındır.

Sosyal devlet nasıl olur? Sorusunun cevabını 1521'de Jakob Fugger vermiştir.

Son olarak sosyal konut projelerinde AB ülkelerindeki sıralama ise şöyledir:

-Hollanda %30

-Avusturya %24

-İsveç %20

-Fransa %18

-İngiltere %16

-Türkiye %5

Yazarın Diğer Yazıları