Etem Yalın

Yeni Teşvik Yasası Özelinde Elazığ Bir Gelecek Vizyonu Ortaya Koyabilir Mi?

Etem Yalın

İşin doğrusu bu üst başlık altında 4 veya 5 makale hazırlamayı düşündüm. Sonra bir rapor hazırlamaktansa genel bir çerçeve çizmeye karar verdim.

Öncelikle ülkeler niye teşvik yasası düzenler? Sorusuna kısa bir cevap verelim…

Küreselleşen ve iletişim ile ulaşımın çok hızlı geliştiği günümüzde, tüm ülkeler kalıcı sermayeleri kendi ülkelerine çekmek ve sürdürülebilir kılmak adına sermaye yatırımcılarına bir takım kolaylıklar sağlamaktadır. Bu genel hedefle birlikte özel hedef ise; kaynakları ekonomiye kazandırmak, bölgelerarası kalkınmışlık farklılıklarını gidermek, göçü önlemek, işsizlikle mücadele ve sosyal hayatı canlandırmak olarak özetlenebilir…

Peki yatırımcı/girişimci için teşvik ne ifade eder?

Yatırımcı özellikle “minimum maliyet maksimum kar” felsefesi ile yatırım kararı alır.  Hazırlanan fizibilite etüdleri neticesinde yatırım yeri ve konusuna karar verir. İşte bu süreçte yatırım teşvikleri en temel belirleyici tercih nedenidir.

Türkiye’de teşvik uygulamaları ne zaman başladı?

1913 yılında çıkarılan “Teşvik-i Sanayi Muvakkat”, Türkiye'nin ilk ciddi teşvik uygulamasını oluşturmuştur. Yani ülkemizde teşvikler Osmanlı dönemine kadar gider. Cumhuriyetle birlikte farklı mekanizmalar ve destek unsurları ile günümüze kadar gelmiştir.

Gelinen nokta nedir?

Ülkemizde de yatırım teşvik düzenlemelerine özellikle planlı ekonomiye geçiş sonrası ayrı bir önem verilmiştir. Her dönemin ruhuna ve dünya konjonktürü ve ülke ihtiyaç ve gerçeklerine göre destek mekanizmaları ve uygulama yöntemleri farklılık göstermiştir. Dönemsel olarak hedeflenen başarıların yakalanıp yakalanmadığı çok kapsamlı bir araştırma konusudur. 

Biz kendi penceremizden yani bölgelerarası kalkınmışlık farklılıklarının ortadan kalkıp kalmadığı boyutu ile bakarsak hedeflenen başarının sağlandığını söylemek elbette mümkün değil. Zira başta TÜİK olmak üzere devletin ilgili her kurumu tarafından yayınlanan istatistiklerde ülkemizin en geri kalmış bölgesinin hala Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi olduğu görülüyor.

Bunun sebepleri de tamamen bir başka araştırma raporuna konu olur.

Yeni Teşvik Yasası…

30 Mayıs 2025 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 29 Mayıs 2025 tarihli ve 9903 sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile yeni teşvik sistemi yürürlüğe girmiştir. 31.12.2030 tarihine kadar geçerlidir.

Yeni teşvik sistemi aşağıdaki başlıklarda uygulanacaktır.

Türkiye Yüzyılı Kalkınma Hamlesi

Teknoloji Hamlesi Programı

Yerel Kalkınma Hamlesi Programı

Stratejik Hamle Programı

Sektörel Teşvik Sistemi

Öncelikli Yatırımlar Teşvik Sistemi

Hedef Yatırımlar Teşvik Sistemi

Bölgesel Teşvikler

Yerel Kalkınma Hamlesi Programı doğrultusunda Elazığ için 4 ana yatırım sektörü belirlenmiştir. 

  • Entegre Tavuk Eti İşleme ve Katma Değerli Ürünler Üretim Tesisi

  • Mermer Atıklarından Mikronize Ürünler, Yapı Malzemeleri vb. Üretimi

  • Hazar Gölü 4 Yıldız veya Üstü Konaklama vb. Tesis (Dalış Merkezi, Aquapark, Kongre Merkezi, Havuz, Binicilik vb.)

  • Üzüm İşleme ve Üzüm Mamulü Katma Değerli Ürünler Üretim Tesisi (Üzüm Suyu, Sirke, Üzüm Atıklarından Çekirdek Yağı, Tartarik Asit Üretimi vb.)

Bu dört ana yatırım için yatırımcıların gerekli şartları sağlayarak en geç 30 Eylül 2025 tarihine kadar başvuru yapması gerekiyor. Başvurular içerisinden seçilecek proje/projeler desteklenecektir. 

SONUÇ VE ÖNERİ

Yerel Kalkınma Hamlesi programı doğrultusunda Elazığ için seçilen 4 sektör çok isabetli ve doğru olmuştur. Ancak, bu 4 sektörün tam anlamı ile entegre tesis mantığı ile şehre kazandırılması ve her bir işletmenin 5 bin civarında istihdam ile sektörün ana oyuncusu olması önemlidir. Böyle bir yatırım sektörel kümelemenin de temelini oluşturacağından bulunduğu lokasyonda bir ekosistem oluşturarak üretimin tüm süreçleriyle ilgili yeni işletmeler ve atölyelerinde kurulması sürecini başlatacaktır.

Yerel girişimci ve risk sermayesi potansiyeli göz önüne alındığında bu hedefe ulaşılması çok zor görülmektedir. 

Dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olan Almanya geri kalmış yörelerini Kamu-Özel sektör girişimleriyle kalkındırmıştır. Dolayısı ile bölgelerarası kalkınmışlık farklılıklarını ortadan kaldırmayı temel esas alan Yerel Kalkınma Hamlesinin başarıya ulaşması için Kamu-Özel sektör ortaklığı ile sürecin başlatılması ve entegre işletmeler kazandırılması önemlidir. 

Burada KİT oluşturmak veya kamu kaynaklarını heba etmek gibi yanılgılara düşmemek gerekiyor. Bugün sosyal yardımlar için illere bir yılda gelen bütçenin büyüklüğü dikkate alındığında 10 yıllık süreçte sadece bu bütçelerle Elazığ’da değil 4 tam 14 entegre işletme kurulabilir. Ayrıca kaldı ki sosyal devlet sadece kar amaçlı adım atmaz. Bölgesel kalkınmanın temelini atmak için Kamu-Özel sektör müşterek girişimi olmadan ilk teşviklerin uygulanmaya başlandığı 1913’ten günümüze meydana gelen değişim 2113 yılında da çok bir şeylerin değişmediği şeklinde raporlanacaktır.

Son Söz:

Sayın Valimizin başkanlığı ve öncülüğünde tüm karar alıcıların yuvarlak masa etrafından acil olarak toplanma vaktidir. Elazığ için 5 ve 10 yıllık bir kalkınma planı oluşturulmalı ve bu planın uygulanması için bir doktrin hazırlanmalıdır. 

2026-2036 dönemini kapsayacak şekilde yapılacak olan bu planlamanın hayata geçirilmesi için siyaset mekanizmasını meslek örgütleri ve sivil toplum tam desteklemeli ve Kalkınma Ajansları Kanununa yapılacak bir düzenleme ile bu model hayata geçirilmelidir. 

Kovancılar karma OSB’de mermer atıkları için kurulacak bir entegre tesis o bölgede bir ekosistem oluşturabilecektir.

Baskil ilçesinde üzüm suyu ile ilgili kurulacak bir entegre tesis bu bölgeyi Gıda OSB’ye dönüştürecek ve o bölgede bir ekosistem oluşacaktır.

Yine Sivrice ilçesi turizm yatırımlarının merkezi olabileceği gibi Keban, Baskil, Ağın bölgesindeki tüm su ürünleri işletmeleri ve il genelindeki tüm kanatlı üreticileri için de TEKNOVA OSB ve Tarıma  Dayalı Besi İhtisas OSB hazır altyapısı ile bölgesel bir çekim merkezine dönüşebilecektir.

Bu vizyonu ortaya koyabilecek irade oluşursa Elazığ tarihinde yeni bir süreç başlayacaktır. 

 

Yazarın Diğer Yazıları