Mehmet Çelebi

Kimsenin Çöp Kutusu Olmayın

Mehmet Çelebi

Hiç dikkat ettiniz mi?

Caddeye, sokağa çıktığınızda insanların yüzlerine bakın…

Kaç kişi gülümsüyor? Kaç kişi gerçekten huzurlu, rahat görünüyor?

Neredeyse yok.

Herkesin yüzünde bir endişe, herkesin gözlerinde yorgunluk ve mutsuzluğun izleri var.

Sanki şehir değil de büyük bir depresyon yığını içinde yürüyüş yapıyoruz.

Omuzlarımızda görünmeyen ağır yükler, kalbimizde suskun ama derin acılar taşıyoruz.

Ve bu bastırılmış ruh hali, bir yerlerde mutlaka taşmak zorunda kalıyor.

Peki, nerede taşıyor?

Trafikte.

Bir yanlış sinyal, geç kalmış bir fren, beklenmedik bir manevra…

Anında korna sesleri, camdan bağırışlar, küfürler, tehditler havada uçuşuyor.

Bu öfke patlamaları aslında direksiyon başındaki kişinin içinde bastırdığı, ifade edemediği duygularının bağırışıdır.

Çünkü o kişi belki evde susmuş, iş yerinde yutkunmuş, toplumda görünmez olmuş.

Ama trafikte artık susmamaktadır.

Bu, sadece bir sürücü sorunu değildir.

Bu, daha geniş ve derin bir psiko-sosyal çöküşün küçük ama çok görünür bir parçasıdır.

Toplum olarak tahammül eşiğimiz düştü. Anlayış azalıyor, empati neredeyse tükendi.

Günlük hayatın stresi, ekonomik zorluklar, geleceksizlik kaygısı, artan bireysellik…

Bunlar hepsi birikiyor, insanları yıpratıyor, kırıyor.

İçimizde büyüyen bu yükler, sabrımızı sınarken aynı zamanda öfkeye dönüşüyor.

Ama burada çok önemli bir şey var:

Bu öfkenin, bu patlamaların hedefi siz olmayın.

Bazı insanlar duygularını kontrol edemez, içinde biriktirdiği öfkeyi, kırgınlığı, kızgınlığı bir yerlere atmak ister.

Ve sizi, farkında olmadan, hatta çoğu zaman bilmeden bir “çöp kutusu” gibi görüp, bütün o pisliği üzerinize boşaltma eğilimine girer. Böylesi bir durum karşısında siz siz olun, kimsenin çöp kutusu olmayın.

Trafikte de olsanız, sokakta da evde de…

Başkalarının bastırılmış karanlıklarını, öfkelerini, mutsuzluklarını üzerinize almayın.

Unutmayın, öfkeye öfkeyle karşılık vermek sizi de kirletir, yıpratır.

Bazı insanlar arınmak için başkalarını kirletirler.

Onların yükünü taşımayın.

Kendi ruhunuzu temiz tutun, kendinizi koruyun.

Gülümsemek hâlâ mümkün.

Sabretmek hâlâ değerli.

Ve temiz kalmak, her şeye rağmen hâlâ bir erdemdir.

Bazen küçük bir tebessüm, bir anlayış cümlesi, bir sabır göstergesi, karşınızdaki kişinin dünyasını değiştirebilir. Kişiye "ben ne yapıyorum, bu davranışı sergileyen ben miyim?" dedirtip, fabrika ayarlarına dönmesini sağlayabiliriz.

Ve o küçük iyilikler, bir şehrin ruhunu yavaş yavaş onarabilir.

Öyleyse, gelin birbirimize karşı daha sabırlı, daha anlayışlı olalım.

Unutmayalım ki, hepimiz aynı yorgunluğun içinde, aynı umutsuzluğun kıyısında yürüyen yolcularız.

Kimsenin yükünü gereksiz yere taşımayalım. Ama birazcık anlayışı ve tahammülü de elden bırakmayalım.

Kalın sağlıcakla...

Yazarın Diğer Yazıları