Mehmet Şağbanşua

Aman Nazar Değmesin

Mehmet Şağbanşua

Moğolistan ziyaretine, “Arkasındaki düşmanı hisseden, önündeki düşmanla savaşamaz.” sözüyle ayrı bir anlam katan Erol Hocamızın hızına yetişmek mümkün değil.

Moğolistan havası kendisine inanılmaz yaramış.

Arkasında düşman kalmadığını hissettiğinden midir, nedir, Erol Hocam jet hızıyla başlamış şehrin sorunlarıyla savaşmaya.

Baş döndüren bir trafik yaşıyor.

İnanın, ben yoruldum.

Ama Erol Hoca “yorulmak” nedir bilmiyor.

Tek başına bir ordu gibi kendisi.

Bir güne üç bakan yardımcısı, iki genel müdür ziyareti ve bir heyet kabulünü sığdırmış.

Hepsi de önemli ziyaretler.

En önemlisi de Kentsel Dönüşüm Genel Müdürü Bedri Sinan Gül’e yaptığı ziyaret.

Mahmut Rıdvan Nazırlı’nın, Elazığ’ın Kentsel dönüşümü konusunda Emlak Konut Genel Müdürlüğü ile Kentsel Dönüşüm Başkanlığı’nın birkaç model üzerinde çalıştıklarını ifade etmesinden birkaç gün sonra yapılan bu ziyaret oldukça anlamlıydı.

Nazırlı’nın “Biz beş milletvekilimizle birlikte bakanımıza gideceğiz, Elazığ’da bu işi çözmesi için ricada bulunacağız. Alacağız da inşallah.” sözlerinden sonra yapılması beklenen bakan ziyareti öncesi ateş fişeğini yakmıştı Erol Hoca.

Anlaşılan, Erol Hocam “Arkadaşlarıma bir katkı da ben sunayım, bir ucundan da ben tutayım ve süreci hızlandırayım” demiş ve genel müdürü ziyaret etmiş.

Sayın Işıkver’in “Benlik davasına düşmeden, şehir için ne yapılması gerekiyorsa onu yapmamız lazım.” sözünün çok zaman geçmeden pratiğe dönüşmesi, inanın bizleri oldukça sevindiriyor.

Ne diyelim, “Aman nazar değmesin hocam.”

Hayırsevermiyiz?

Milletvekilimiz Sayın Nazırlı'nın “Türkiye’de 7 bölgede yapılacak Gastronomi Lisesi’nin Elazığ’da yapılması için söz aldık.” açıklamasını duyunca inanın mutlu oldum.

Gastronomi evi yapmayı bir türlü  becermemiştik ama en azından Gastronomi Lisesi yaparız diye sevinmiştim.

Sayın Nazırlı'nın “Hepsinin masrafını da kendi hemşehrileri karşılıyor.” sözlerini işitince  içimi bir karamsarlık kapladı yine.

Kendim kendime “Bu iş yatar, arkadaş.” dedim.

Belki sayın vekilim kızacak ama inanın tam tamına böyle dedim.

Niye mi öyle dedim, anlatayım:

2024’ün Ocak ayında Rektör Göktaş bir toplantıda biraz sitemli konuşmuştu.

Üniversitedeki binaların çoğunun eski olduğundan bahsetmişti.

Binaları yenilemek istediklerini ama ödeneklerin bunlara yetmediğini ifade etmişti.

Hayırseverlerin üniversiteye bu konuda destek olmalarını talep etmişti Rektör Hoca.

Diğer şehirlerde hayırseverlerin yaptıklarını anlatmış, Elazığ’da da bunların olması için birçok hemşehrimizi bu konuda ziyaret ettiğini, birçok yerde söylediğini anlatan Hoca, “İnşallah bu konuda kabuğumuzu kırmış olacağız.” sözleriyle tamamlamıştı konuşmasını.

Aradan geçen iki yıl boyunca bırakın kabuğun kırıldığını, hafiften de olsa çatladığını dahi duymadık.

Kıymetli vekilimin Gastronomi Lisesi müjdesini duyunca Rektör Göktaş’ın söyledikleri aklıma geldi.

Rektör Göktaş kabuğun kırılmasını başaramamıştı, Kıymetli vekilimiz başarır diye umut ve dua ediyorum.

Vekâlet

-Bir çözüm buldun mu?

-Evet.

-Ne yaptın?

-Allah’a bıraktım.                                                                  

Hasbünallahü ve nimel vekil.

"Allah bize yeter, O ne güzel vekildir" 

Yazarın Diğer Yazıları