Mehmet Şağbanşua

Arif Çakmak

Mehmet Şağbanşua

Dostumuzu,arkadaşımızı,abemizi,gardaşımızı kaybettik.

Acımız büyük.

Bir şeyler yazayım o’nu anlatayım istedim.

Furkan Dilaver’in yazdıklarını okuyunca vazgeçtim

Bizlere yazacak bir şey bırakmamış Furkan.

Arif Çakmak’ı Arif’çe anlatmış Furkan Kardeşim.

Ağzına,yüreğine sağlık Furkan Dilaver.

Ağzına,yüreğine sağlık…

Bizler için acı bir gün de daha birlikteyiz…

Bugün burada sadece bir meslek büyüğümüzü değil, bir gönül insanını, bir duruşu, bir vicdanı uğurlamak için toplandık.

Kelimelerin yetmediği, sessizliğin anlatmak istediği, yüreklerin birbirine sığındığı bir gündeyiz.

Arif Çakmak…

O bir gazeteci değil sadece…

O, hakikatin izini süren bir yolcuydu.

Doğruyu söylemenin bedeli ne olursa olsun geri adım atmayan bir duruşun adıydı.

Eğilmeyen kalem, susmayan vicdandı.

Sanata tutkundu… Kültüre düşkündü…

Sadece haberin değil, her satırın, her cümlenin ruhunu taşırdı.

Çok okurdu… Çünkü düşünmeden konuşmak ona yakışmazdı.

Çok okurdu… Çünkü sözünün yükünü bilirdi.

Şehrini severdi… Elazığ’ın sokağındaki sesi, dağındaki suskunluğu duyar,

derdine ortak olurdu.

Sadece görmekle kalmaz, çözüm için mücadele ederdi.

Bir gazeteciden çok daha fazlasıydı: Bu şehrin vicdanıydı.

Ama onun yüreği sadece bu şehirle sınırlı değildi…

Filistin’de bir çocuk ağladığında, Çeçenistan’da bir göz yaşardığında o bunu yüreğinde hissederdi.

Binlerce kilometre ötede dökülen bir damla kan, onun kalbine bir hançer gibi saplanırdı.

Dünya susarken, o konuşanlardan oldu.

Mazlumun yanında, zalimin karşısında dimdik duranlardan…

Bugün ardında bir televizyon binası, onlarca yetişmiş meslek insanı ve binlerce kalbe işlenmiş bir iz bırakıp gitti.

Ama en çok da bir aile bıraktı ardında…

Hayat arkadaşı Tuna Abla…

Ve onunla gurur duyan iki güzel evlat: Yahya ve Şamil…

Babanız, bu şehirde adaleti, doğruyu, ilkeli duruşu temsil eden bir ışık gibiydi.

Ve siz o ışığın en güzel yansımasısınız…

Ve elbette…

Ona bu güçlü karakteri kazandıran, onu sevgiyle büyüten, bugün yokluklarına rağmen dualarıyla hep onun yanında olan annesi ve babası…

Onların emeği, Arif abinin duruşunda bir ömür hissedildi.

Arif abinın adı, bu şehirde bir çınar gibi hep anılacak.

Onun sesi, bu ekranlarda bir yankı gibi hep kalacak.

Ve onun hatırası, yüreğimizde bir sızı değil, bir ışık olarak yaşamaya devam edecek.

Ruhu şad, mekânı cennet olsun.

Güle güle Arif Abi…

Sen bizim için hep buradasın…

Allah rahmet eylesin…

Yazarın Diğer Yazıları