Musibetlerden ne zaman ders çıkartacağız

Hani biz dürüst insanlarız YA...

Hani biz Müslümanız YA…

Kuran’ı Kerim bizim rehberimiz YA…

Görüyorum ki; artık Müslümanlıkta bir kenara bırakılmış, Kuran’ı Kerim bizi rehberim anlayışı da bizi çok fazla ilgilendirmiyor.

Bu söylemler bizim ağzımızda sakız, görüntüde imajımız olmuş.

….

Ülkemizde bir dizi afetler yaşanıyor.

Afetler yaşanırken birbirimize sahip çıkmamız gerekirken tam tersini yapıyoruz.

Yaşanan afetlerdeki acıları ve sıkıntılarını iliklerinde hisseden insanların aynı kaderi yaşayanlara karşı ortaya koyduğu vicdansızlığı anlamak mümkün değil.

Yaşadığı acıların sıkıntıları ve zorluklarını bile bile görmemezlikten gelerek aynı acıları çekenlere, mağdur olanlara karşı zor günlerinde sergilemesi fırsatçılık yaparak zalim olunması, Müslüman bir topluma yakışır mı?

Diye soramadan edemiyorum.

Bu kadar mı insanlık kör, vicdansız ve ahlaksız olabilir.

Biz neden bu hale düştük,

…..

“Komşu komşunun külüne muhtaçtır” Atasözünde atalarımız boşuna söylememiş.

Türk - İslam kültüründe  komşuluğun, en az bir dostluk ve akrabalık kadar önem taşıdığını  insanların zor günlerinde yaşadığı mağduriyetinde yardımlaşma, birlik ve beraberliğin ne kadar önemi olduğunu ortaya koymuşlar.

Gerçi "her insanı bir etmemek" lazım diye düşünülse de;

Hani “Sinek küçük ama mide bulandırır” Atasözünde toplumda birkaç kişinin yaşattığı fırsatçılık anlayışını şehre mal etmemek lazım diye düşünülse de;

Yapanların vicdanları ne kadar körelttiğini, toplumun yavaş yavaş bozulmaya doğru gittiğini

emareleri olarak değerlendirebiliriz.

….

Bu günlerde evsiz barksız kalan zor günler geçiren insanların karşı karşıya bırakıldığı durumlar; konut ihtiyaçlarında fırsatçıların kira fiyatlarındaki fahiş fiyatlar istemeleri, 

Evleri ağır hasarlı olan ailelerin taşınmasında bir önceki fiyatlarla bir sonraki gündeki fiyat farkı talep edilmesine,

Hatta... Bir arkadaşım Devlet hafif hasara para verildiğini açıklamasından sonra hasarsız evlerini hafif hasara çevirerek evinin değerini düşüreceğini düşünmeden devletin verdiği o parayı harcanacak bir fırsatmış gibi değerlendirip hasarsız evlerini hafif hasar olması için başvuruyu düşünenleri duydukça içim sızlıarken,

Pes dedim...

…. 

Kuran ahlakının hakim olduğu bir toplumun da, kuşkusuz en önemli özelliklerinden biri fedakarlık olacakken, toplumun en büyük değer Allah’ın rızasıdır ve Allah’ın rızasını kazanmanın önemli bir yolu olan infak ve fedakarlık yoğun bir biçimde uygulanması gerekirken, insanların zor günlerinde bunu neden gözetmiyoruz...

"Gemisini kurtaran kaptan" anlayışı cahiliye karakterinin ana özelliklerinden olan fırsatçılık ve çıkarcılığın kısa vadede kar getireceği zannedilse de, bu cahiliye mantığı gerçekte insanın, dünyada küçük düşmesine, ahirette ise sonsuza kadar cehennemde kalmasına sebep  olabileceği neden bilmiyoruz...

Kendisini Müslüman gören Kuran’ı ve Peygamber Efendimiz’in sünnetini yol gösterici olarak kabul ettiğini ağzından inşallah- maşallahları düşürmeyen fırsatçıların böyle davranış içerisinde bulunmasına ne diyelim…!

Yukarıda vurguladığım dezenformasyon ileri de bir çok musibetlerinde yaşanmasına işarettir.

Kuran ahlakının yaşanmadığı, şahsi menfaatlere dayalı bir toplum modeli, hakim olduğu bu çarpık anlayışın toplulukta yetişen bir insan da, çocukluğundan itibaren çıkarcı ve bencil bir karaktere sahip olmasına neden olacağını vurgulanmaktadır.

….

Bunları bilmemize rağmen toplum ve birey olarak yaptığımız davranışlardan vazgeçerek, yaşanan her musibetin nasihat olmasını, ders olmasını, ıslah olup, temizlenme ve arınmayı  ne zaman başaracağız.