Entelektüel İlgisizlik ve Hazırcı Nesil: Elazığ’a Dair Bir Yansıma
Elazığ… Kadim bir şehir, medeniyetler beşiği. Tarih, edebiyat, kültür ve turizmin iç içe geçtiği, doğunun batıya açılan penceresi. Bu şehir, sadece geçmişin izlerini değil, geleceğe dair büyük bir potansiyeli de barındırıyor. Elazığ, yüzyıllar boyunca birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış, her taşı, her sokağı bir tarih yazmıştır. Fakat, bu derin miras zaman zaman gözden kaçırılıyor. Entelektüel anlamda şehri şekillendirecek, geçmişi bugüne taşıyacak bir bakış açısına ihtiyaç var.
Günümüzde ise Elazığ, çok fazla dışsal gösteriş ve hızlı başarı hikâyelerinin öne çıktığı, kültürel derinliğin çoğu zaman arka planda kaldığı bir şehir haline geliyor. Bu, hem şehri hem de toplumun entelektüel gelişimini engelliyor. Elazığ’ın tarihî birikimi, edebiyatla yoğrulmuş kültürel mirası ve eşsiz doğal güzellikleri, keşfedilmeyi bekleyen bir hazine. Fakat, bu hazinenin ışığını görmeye engel olan bir karanlık var: Toplumsal ilgisizlik ve kültürel daralma.
Gençlerin Hazırcı Tavırları ve Toplumsal Dönüşüm:
Elazığ’da son yıllarda gençler arasında gözlemlenen bazı tavırların, şehrin geleceği için tehlike oluşturduğu söylenebilir. Gençlerin, başarıyı zahmetsiz, hızlı ve "hazırcı" bir şekilde elde etme isteği, toplumsal yapıyı giderek daha fazla etkiliyor. Bu gençler, başarıyı emekle, azimle değil, dışsal faktörlerle, kolay yoldan aramayı tercih ediyorlar. Tabii ki bu, tüm Elazığ gençliğini kapsayan bir durum değil. Şehirde, üretken, yaratıcı ve topluma faydalı olmak isteyen birçok genç de var. Ancak, dışarıdan bakıldığında, gösterişli başarılar ve "sonradan görme" tavırları daha fazla dikkat çekiyor. Bu, şehrin entelektüel potansiyelinin geriye itilmesine neden oluyor.
Özellikle sosyal medyanın etkisiyle, varlıklarını gözler önüne seren ve gösterişi başarı olarak gören bir kesim, adeta şehre yön veriyor. Ancak, gerçek gelişim ve büyüme, dışsal göstergelerden değil, insanın içsel birikiminden gelir. Elazığ’ın gençliği, sadece "görüntü" değil, kültürel ve entelektüel anlamda derinlik kazanmak istiyor. Onların sesinin duyulması, doğru fırsatlar sunulması, ve topluma değer katmak isteyen bu neslin desteklenmesi gerekiyor.
Şehirdeki Sosyal Yapının Etkisi:
Elazığ’da toplumsal yapının en belirgin yönlerinden biri, paranın ve zenginliğin, toplumda söz sahibi olma ve karar alma gücünü belirlemesi. Bu, şehri sadece ekonomik gücü olanların şekillendirmesine yol açıyor. Oysa bir şehrin gerçek kalkınması, yalnızca maddi güce dayalı olmamalıdır. Kadim bir şehir olan Elazığ, kültürel birikim, entelektüel gelişim ve toplumsal değerlerle büyümelidir.
Yatırımlar sadece ekonomik alanda değil, şehrin tarihî ve kültürel dokusuna da yapılmalıdır. Medeniyetler şehri olan Elazığ, yalnızca dışsal zenginlik değil, edebiyat, sanat ve düşünce alanında da büyüyebilir. Şehre yapılacak en değerli yatırım, entelektüel ve kültürel kalkınmaya yönelik olmalıdır. Zenginliği veya popülerliği olanların değil, toplumun yararına olan, topluma değer katacak fikirlerin öne çıkması gerekmektedir.
Önemlinin Değerlinin Önüne Çıkması:
Elazığ’daki bir başka yanlış anlayış da, şehrin sosyal yapısındaki "gözde" olanların her şey olduğu düşüncesidir. Bu anlayışa göre, önde olanlar, görünür başarıları olanlar, toplumda en çok söz hakkına sahip olurlar. Ancak bu, sadece dışsal ve geçici değerlerin ön plana çıkmasına sebep olur. Gerçek değer, içsel birikimden, kültürel katkıdan ve topluma faydalı olmaktan gelir. Tarih, edebiyat, kültür ve turizm şehri Elazığ, sadece dışsal başarılarla değil, toplumsal değerlerle şekillenmelidir.
Önde ve gözde olanın her şey olduğu, ancak toplumun genel yararına katkı sağlamak için daha derinlikli düşüncelerin ve projelerin geride kaldığı bu anlayış, Elazığ’ın geleceğine zarar verir. Önemli olan, sadece görünür olan değil, gerçekte değerli olanın öne çıkmasıdır. Bir toplumun gerçek gelişimi, bu değerlerin fark edilmesi ve topluma katkı sağlayan bireylerin desteklenmesiyle mümkündür.
Sonuç:
Kadim bir şehir olan Elazığ, tarihî zenginliği ve kültürel mirasıyla daha fazla ilgiye değer. Elazığ, gelecekte sadece ekonomik değil, kültürel ve entelektüel anlamda da kalkınabilir. Yeter ki, gençler sadece dışsal başarıları değil, içsel değerleri ve düşünsel derinlikleriyle topluma katkı sağlasınlar. Medeniyetler şehri Elazığ, paranın değil, kültürel ve entelektüel birikimin değer kazandığı bir şehir olmalıdır. Bu şehri yönlendirecek olanlar, topluma değer katacak fikirlerle, kültürel katkılarla öne çıkan bireyler olmalıdır.
Elazığ, sadece doğal güzellikleri ve tarihiyle değil, entelektüel birikimiyle de Türkiye’nin kültürel başkentlerinden biri olabilir. Yeter ki, doğru vizyonla bu şehre yatırım yapılsın. Doğunun batıya açılan penceresi Elazığ, bugünün entelektüel ilgisizliğini aşarak, geleceğe umutla bakabilir. Hadi Hayırlısı…