Zakir Özbey

'Telgraf Tellerinden 5G'ye: Türk Telekom'la Dijital Geleceğe'

Zakir Özbey

Zaman zaman dönüp geriye bakmak gerekir. Özellikle teknolojide. 30 yıl önce, bir telefon hattının bağlanması için sıraya girdiğimiz günleri çok net hatırlıyorum. Evlerde çevir sesini duyabilmek bile büyük bir lükstü. O dönem, iletişim hâlâ bir ayrıcalıktı. Bugün ise saniyenin bile altında gecikmelerle dünyanın öbür ucuyla bağlantı kurabildiğimiz bir çağdayız. Bu değişim, tesadüfen olmadı; arkasında uzun yıllar süren stratejik yatırımlar, sabırlı altyapı çalışmaları ve güçlü vizyonlar var. Türkiye’de bu dönüşümün en sessiz ama en sağlam taşıyıcısı Türk Telekom’dur.
Bir telekom yöneticisi olarak, analog santrallerden sayısal anahtarlama sistemlerine, 2G baz istasyonlarından 4.5G LTE altyapılarına kadar pek çok teknolojik sıçramaya bizzat tanıklık ettim. Her biri ayrı bir devrimdi. Ancak şimdi kapımızda duran 5G, önceki hiçbir nesle benzemiyor. Çünkü 5G yalnızca daha yüksek hız değil, tamamen yeni bir iletişim paradigmasıdır.
5G ile birlikte yalnızca cep telefonlarımız değil; fabrikalar, limanlar, hastaneler, tarım alanları da internete bağlanıyor. Makinelerin birbirleriyle konuştuğu, şehirlerin kendi kendini yönettiği, araçların sürücüsüz ilerlediği bir dünya kuruluyor. Bu dünyanın temeli, milisaniyelik gecikmelerle çalışan ve milyonlarca cihazı aynı anda bağlayabilen bir şebeke mimarisidir. İşte bu noktada, Türk Telekom’un sahip olduğu altyapı gücü, frekans kaynakları ve fiber ağı, ülkemizi bu yarışta öne çıkarıyor.
Bugün Türkiye'nin en yaygın fiber altyapısını kurmuş, kırsaldan metropole kadar kesintisiz iletişim sunan Türk Telekom, 5G yolculuğunda da taşıyıcı kolon konumundadır. 2026'da hizmete girecek 5G için gerekli olan 700 MHz ve 3.5 GHz frekans bantlarıyla birlikte, Türk Telekom’un hem kapsama hem kapasite açısından sektöre yön vereceğine şüphem yok.
Üstelik bu yalnızca bir teknoloji yatırımı değil; toplumsal bir dönüşüm yatırımıdır. Ulaşımda otonom sistemler, eğitimde uzaktan gerçek zamanlı dersler, sağlıkta uzaktan teşhis ve müdahale gibi senaryolar artık bilim kurgu değil, mühendislik konusu. Bu dönüşümün kalbinde de yine Türk Telekom’un yıllar önce döşemeye başladığı fiber kablolar, tepeye kurduğu baz istasyonları ve sahip olduğu milli mühendislik gücü yatıyor.
Geçmişte, “Bağlantı kurmak” lükstü. Bugün, “bağlı kalmak” bir gereklilik. Yarında ise “bağlantının kalitesi” rekabetin kendisi olacak. 5G ile yarış sadece hız değil; gecikme, güvenlik, ölçeklenebilirlik ve süreklilik üzerine kurulacak. Bu noktada Türk Telekom’un sektörel liderliğini sadece altyapıdan değil; aynı zamanda vizyonundan, sürdürülebilir yatırımlarından ve Türkiye’yi geleceğe taşıma kararlılığından alıyor.
Yıllar önce bir santral odasında, kablo bağlantılarını kontrol ederken hayalini kurduğumuz şeyleri bugün yaşıyoruz. Şimdi yeni bir hayalin eşiğindeyiz. Ve bu hayali gerçeğe dönüştürecek en güçlü kurum yine Türk Telekom olacak.

Yazarın Diğer Yazıları