Ahmet Koçdemir

'Kesrik'in Kapı Önü Bir Mahallenin Vicdanı'

Ahmet Koçdemir

“Kesrik’in Kapı Önü; Bir Mahallenin Vicdanı”**
Elazığ’ın kalbinde, zamanın ağır ağır yürüdüğü bir yer vardır: Kesrik.
Bugün haritalarda “Kızılay Mahallesi” yazsa da, gönlümüzde adı hâlâ Kesrik’tir.
Burası sadece bir mahalle değildir; şehrin vicdanı, yüreği, duâsıdır.
Kesrik’te hayat kapı önünde başlar.
Sandalye çıkar, selâm verilir, çay demlenir, muhabbet akar.
Bir evin önünden geçerken içeri çağrılmadan geçmek ayıptır;
“Gel otur hele, bir nefeslen” demek Kesrik insanının fıtratıdır.
Bu mahallede insan, insanla zenginleşir.
Komşunun bacası tütüyorsa, bil ki sofrada bir tabak da sana ayrılmıştır.
Veresiye defteri sadece rakam değildir;
mahallenin ahlâk defteridir.
Bir söz söylersin, kefil aramazlar.
Çünkü Kesrik insanı bilir ki:
Söz, burda namustur.
Çocukluğumuzun akşamları soba kokardı burada;
yazları ise dut gölgesi.
Mahalle aralarında top koşturan çocukların sesi,
bugün hâlâ rüzgârın arasında yankılanır.
Sokağın taşları bile hatıra tutar bu mahallede.
Her cadde adımında bir tebessüm, her köşe başında bir dua vardır.
Ve elbette Kesrik Lahanası…
Sadece bir sebze değildir onun adı.
Toprağın yorgun alın teridir,
kadınların kışlık telaşıdır,
komşular arasında paylaşılan berekettir.
Bir lokma yersin, geçmişini hatırlarsın.
Çünkü o tat topraktan değil, insandan gelir
Her Çarşamba sabahı Çarşamba Baba’ya uğrayan ayakların izi hâlâ ıslaktır bu toprakta.
Bir mum yanar, bir dua yükselir.
Gök ile yer burada birbirine yakındır;
dil ile gönül, insan ile nasip arasında ince bir çizgidir Kesrik.
Bizim yaş grubumuzdakiler iyi bilir;
Yol Yemez durağından sabah erkenden binenleri, Çarşamba Baba’ya gelenlerin duaları karışırdı. 
Her Çarşamba orada bir hareket olurdu, bir huzur…
Mahallenin sabahı, o ziyaretin bereketiyle başlardı.
O günlerde hamamın önünden geçerken buhar tüterdi;
o hamam, tarih kokan duvarlarıyla nice hatıraya tanıklık etmişti.
Şimdi yeniden restore ediliyor olması,
bize sanki geçmişin yeniden nefes aldığını hissettiriyor.
Ve sabah serinliğinde “lahlıların toplandığı Kesrik”,
bugün bile eski günlerin sesini taşır:
bir selam, bir kahkaha, bir dua…
Bugün şehir büyüyor, dönüşüyor, modernleşiyor.
Beton yükseliyor, hız artıyor;
ama unutmamak gerekir:
Bir şehri şehir yapan binaları değil, mahalle kültürüdür.
Selamıdır.
Çayıdır.
Sözüdür.
Hatırasıdır.
Ve ben biliyorum:
Kesrik, dönüşse de gönlümüzde hep o eski haliyle yaşayacak.
Çünkü bazı yerler sadece taş ve topraktan ibaret değildir.
Bazı yerler insanın karakteridir.
Kesrik…
Sen sadece bir semt değil, Elazığ’ın sükûnetle atan kalbisin.
Seninle büyüdük, seninle adam olduk.
Sen var oldukça biz de “mahalleli” kalacağız.
Bu yazı, bir mahallenin hikâyesinden çok,
bir geleneğin, bir üslubun, bir insanlık hâlinin sahiplenme sözüdür.
Okuyan herkes bilsin:
Kesrik, sadece bir yer değil;
bir duruş, bir yaşama şeklidir.

Yazarın Diğer Yazıları