İhsan Tarakçı

Değişen Hocalar, Değişmeyen Körlük

İhsan Tarakçı

Albert Einstein’ın sıkça atfedilen şu sözünde derin bir gerçeklik saklıdır: 

“Sorunu dışarıda gören zihnin ta kendisidir sorun!” 

Bu ifade, yalnızca bilimin veya bireysel yaşamın değil, modern futbolun yönetimsel krizlerinin de özüne ışık tutar.

Bir kulübün sezon başlarında üç kere Teknik Direktör değiştirmesi, çoğu zaman dışarıdan bakıldığında “çözüm arayan hareketlilik” gibi görünür. Oysa aynı hamle, içerden bakıldığında çok daha rahatsız edici bir gerçeği açığa çıkarır: Yönetim, sorunu sürekli başkalarında arayarak kendi sorumluluğunu görünmez kılmaktadır.

Bir takımın kötü gidişatını yalnızca Teknik Direktör’ün omzuna yüklemek, futbolun karmaşık doğasını basite indirgeyen yüzeysel bir yaklaşım değil midir? Futbol, teknik adamla sınırlanamayacak kadar çok değişken içerir. Kulüp kültürü, uzun vadeli planlama, oyuncu yapılanması, ekonomik gerçeklikler, iletişim biçimleri, hatta taraftarın psikolojisi… Tüm bu faktörler uyumsuzsa, üç değil, otuz teknik direktör değişse bile sonuç değişmez.

Einstein’ın sözü tam da burada bizi bir aynanın karşısına getiriyor. Aynaya bakan yönetim, orada gördüğü yansımanın teknik direktör değil, kendisi olduğunu fark etmeye cesaret edebiliyor mu? Yoksa başarısızlığın sancısını bir kez daha “dışarı” atarak sorumlulukla yüzleşmekten mi kaçıyor?

Gerçek şu ki, sürekli dışarıdakini suçlayan zihin, kendi yapısal hatalarını görmeye kördür. Bu körlük, kulübün kaderini bir döngüye mahkûm eder: Yeni Hoca  – kaçınılmaz çöküş – yeniden hoca değişimi… Bu döngünün içinde yönetim, kendi payını hiç mi düşünmüyor? Sorunu dışarıda aramak, yönetimsel iradesizliğin bir maskesi değil midir?

Felsefi açıdan bakıldığında, bir kulüp yalnızca sportif bir organizma değil, aynı zamanda bir düşünce sistemidir. Bu sistemin sağlıklı işlemesi, ancak öz-eleştiri cesareti ile mümkündür. Sorunun kaynağını sürekli başkalarında arayan bir yönetim, aslında kendi özünü inkâr eden bir yapıya dönüşür. İnkâr ise hiçbir zaman iyileşmenin başlangıcı olamaz.

Belki de en doğru soru şudur:

Gerçekten değişmesi gereken teknik direktör mü, yoksa sorunu dışarıda arayan zihnin kendisi mi?

 

Yazarın Diğer Yazıları