Bizler bugün SONSÖZ gazetesinin yıl dönümünü kutlarken, aslında bir sesin, bir duruşun ve bir vicdanın sürdürülebilirliğini kutluyoruz. Sonsöz gazetesi, altı yıldır sadece haber vermekle kalmamıştır; aynı zamanda bu kentin nabzını tutmuş, dilsiz kalan sokakların sesi olmuş, unutturulmak istenen değerleri hatırlatmıştır.
Gazetecilik; doğruluk, bağımsızlık, tarafsızlık, şeffaflık ve toplum yararına hizmet etme ilkeleriyle var olur. Ama tüm bunların ötesinde, gazetecilik bir vicdan meselesidir. SONSÖZ, bu vicdanı bürokrasinin ve reklam panolarının arasına sıkışmış olmadan taşıyabildiği için kıymetlidir.
Ben bu gazetenin köşe yazarı olmaktan gurur duyuyorum. Çünkü burada her kelime yalnızca bir görüş değil; aynı zamanda bir sorumluluktur. Her satır, toplumun duymak istediği değil, duyması gereken sözleri taşır. Ve her yazı;
Güçlü olanın değil, haklı olanın yanında durmayı,
Doğruların bazen yalnız ama asla sessiz olmadığını,
Kent hafızasının unutulmaması gereken bir emanet olduğunu bize öğretir.
Bu vesileyle gazetemizin imtiyaz sahibi Sayın Muhammed Şağbanşua’nın şahsında SONSÖZ ailesine, bu yolculukta adanmışlıkla emek veren herkese teşekkür ederim. Gazetecilik, yalnızca bilgi aktarmak değil; zamanın ruhuna tanıklık etmektir. Ve Sonsöz, bu tanıklığı sürdüren nadir seslerden biridir.
Nice yıllara, nice doğru cümlelere…